top of page

 

 

 

 

 

 

 

SABİRE SUSUZ '' ARA-YÜZ'' İLE MERKUR'DE

KAPİTONE NOKTASI VE DİJİTAL GÖRSEL DİL

Sabire Susuz, sergideki yedi Kapitone resim ve yedi kapitone sümen bu kavramsal yapıyı Türkiye Cumhuriyeti resmî kurumlarında olduğu kadar özel kurumlarda da yönetici mekanlarında yöneticinin arkasındaki duvarı kaplayan ve önündeki masada duran iki kurum ve güç göstergesi olan kapitone eşya üstünden yorumluyor. Kapitone, bir döşeme tekniğidir; kumaş belirli bir şekilde sabitlenmek için düğmelerle belirli bir ritimde gerilir; kumaşın yumuşak dokusu dikişe direndiği için kumaşta belirli bir gerilim vardır ve bu gerilim, kumaşın düğmenin etrafında toplanması ve düğmeden dışarı doğru yayılması şeklinde görülebilir. "Kapitone noktası" metaforu, tutsaklık ve özgürleşme arasındaki korku ve cesaret sürecinin karşılığıdır.

Lacan “kapitone noktası” fikrini Seminer III'ün XXI. Bölümünde tanıtıyor. “Kapitone noktası şeması insan deneyiminde esastır” diyor. Şimdilerde yaşadığımız ve üstesinden gelmekte zorlandığımız siyasal-ekonomik- kültürel süreci Lacan’ın kapitone noktasına bağlayarak düzenin yapı sökümünü yapıyor Susuz. Lacan’a göre kumaş ve düğmeler arasındaki ilişki ve gerilim gösteren ve göstergesinin birbirine bağlanarak bir anlam oluşturmasını işaret etmektedir. Türkçedeki tanımıyla Müdür odalarının bu temel eşyası devlet, yerel yönetimler, resmi ve özel kurumların öngördüğü iktidarın ve yetkeci söylemin göstereni arkasındaki sorunlu göstergelere işaret etmektedir. Gösterge istikrarsız ve sürekli direnişler ve kaymalarla gösterenden söylemsel ve yönetimsel sakıncalar yaratarak ayrılmaktadır. Kapitone levha kurtulmak istediğimiz köhneleşmiş söylemlerin ve yönetimlerin yerine daha köhne ve sakıncalı pozisyonlar içeren düğmelerin dikilebileceğini de işaret ediyor ve toplumu uyarıyor.

Kapitone düğümü bu yapıtlarda dijital ekranlarda bir ölçü birimi olarak kullanılan piksel ile gösteriliyor. Susuz kendisi ve toplum görsel dil ve kültürün dijitalleşmesi dönemini yaşarken, dijital görselliğin siyaset, ekonomi ve kültür alanındaki yapıcı ve yıkıcı etkilerini deneyimlerken, tüketim endüstrisinin tanıtım ve özellik etiketleriyle oluşturduğu pikseller ile bu dilin ideolojik yapısını gündeme getiriyor. Susuz bu yapıt dizisiyle kapitonenin yansıttığı ideolojik iktidar yapısıyla dijital dilin hegemonik kapitalizme hizmet eden ideolojik yapısını eşleştiriyor ve bu bireşimle düzeni tartışmaya açıyor.

Beral Madra, Temmuz 2024

ARA-YÜZ (sergi afişi)_page-0001.jpg
WhatsApp Image 2024-04-24 at 3.16.27 PM.jpeg

Ahmet Duru I Güneş Çarpması

7 -  30 Mayıs

Ahmet Duru’nun MERKUR’deki ilk sergisi “Güneş Çarpması” 7 Mayıs 2024 Salı günü açılıyor. “Ahmet Duru kağıt üzerine çizimler, heykelsi objeler ve tuval üzerine yağlıboya resimlerle sergisini ziyaret edenlere doğada bir gün geçirme deneyimi yaşatıyor. İzleyici, gün doğumundan gün batımına kadar sanatçı ile birlikte bir yürüyüşe çıkıyor. Doğada yürümek Duru’nun hayatının ve çalışmalarının önemli bir parçasıdır. Ormanlar ve yaylalar arasında yaptığı trekking ve yürüyüş yolculuklarında eserleri için ilham kaynağı buluyor. Bu yürüyüşler uzun saatler ve kilometrelerce sürebiliyor. Merakı, estetik açıdan çekici ve kavramsal açıdan güçlü olan mevcut işlerine açıkça yansıyor. Sanatsal gözlemler ve bilimsel araştırmaların eşsiz bir karışımından doğan doğaya taze bakışı, izleyicilerin dünyaya alternatif bir açıdan bakmasını sağlıyor. MERKUR'deki mevcut sergisinde bitkiler, ağaçlar ve suyun yanı sıra zaman ve mekân da önemli rol oynuyor. Güneş çarpması bir günü temsil eder. Görüntülenen eserlerin tümü, etiket bilgilerinde GPS koordinatlarıyla işaretlenen belirli konumlara bağlıdır. Örneğin çizilmiş bir ağacın orijinal ve doğal modeli bu koordinatlar aracılığıyla bulunabilir. Kim bilir; belki gelecekte ağaç yok olacak, ama eser onun varlığının tek tanığı olarak hayatta kalacak. Ahmet Duru sanatın bellek işlevini, zamanı dondurarak zamansız bir bellek yaratma aracı olarak ortaya koyuyor. ‘Güneş Çarpması’, güzel doğal ortamların güzel resimlerinden oluşan bir sergiden çok daha fazlasıdır. Bu, doğanın gücünün bir ifadesi olduğu kadar sanatın gücünün de bir manifestosudur. Hem doğa hem de sanat geçmişte esas olarak güzellik alanına atfedilmiştir. Günümüzde bu dar bakış açısı elbette genişlemiştir ve Ahmet Duru, doğanın ve sanatın hayatımızdaki rollerini anlatan büyük bir savunucudur.” Sergi metnini Prof. Dr. Marcus Graf’ın kaleme aldığı “Güneş Çarpması” 30 Mayıs 2024 tarihine kadar MERKUR’de izlenebilir. Ahmet Duru Dokuz Eylül Üniversitesi Resim Bölümü Mezunu

GEÇMİŞ SERGİLER

bottom of page